15 Ocak 2011 Cumartesi

Zekeriya sofrası'na davet

Hiç kimse bir aşkı
Onarmaya kalkmasın
Kaybedilmeye değer
En güzel anında bitirilmişse eğer 


Ahmet Telli


başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç
bana bakıp görmediğin için
ben yokken içini çektiğin için

ayağına düşen gölgene acıdın mı hiç sen 

Louis Aragon





Geldik yüze, çıktık düze
Kasım ayından sonra gelen yüzüncü günde kışın soğuk günleri geride kalır.
Atasözü

Kasım ayında bitti herşey... Aramızdaki sevgi, saygı, dostluk... Kasım'ın kaçıydı hatırlamıyorum, ama henüz yüzüncü gün gelmedi o günü bekliyorum ben hala, soğuk günler geride kalınca ısınırız diye bir umut...Türbülansa girdik seninle savrulduk oraya buraya nereye gittiğini de göremedim...Optik kaydırma mı büyüttü bizim küçük sorunlarımızı yoksa biz mi getirdik güzel mevsimimizi bu hale?Ben yukarıdaki şiirlerde buldum seni.Gidişi özetleyen Louis'in ve Ahmet'in -şair kimliklerinden ayrılıp en önemlisi bir insan olarak birilerinin gittiğini benden başka gören bu iki insanın- şiirlerinde... Ve şimdi bir dilek tutuyorum bunun işin de bir Zekeriya sofrası kuruyorum kendime kırk çeşit yiyecekle... Belki bilirsin, belki bilmezsin, belki de bana çok bilmiş dersin yine Zekeriya sofrası: bir dileğin gerçekleşmesi için kırk çeşit yiyecekle hazırlanan sofradır.Bana yazımı getir bu mevsimde çeşit çeşit yiyecek bulamıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder