25 Ocak 2011 Salı

Ankara - İzmir Arası Konuştuk

O gece Ankara'da seninle buluştuğumuz akşam mezarını ziyaret etmeye gittiğim birisi gibi geldin bana... Kesinlikle seni içimde öldürdüğüm anlamını falan çıkarma. Karanlıktı, sanırım ondan. Seninle hep karanlıklarda buluşuyoruz farkettin mi? Sadece bir öğlen birlikte denize girmiştik orda vardı güneş... Neyse ne diyordum karanlıktı,  görme duyumu tam anlamıyla kullandığım söylenemez. Bir de şu var mezarda olan birisiyle etkileşimde bulunamazsın, ben sana dokundum bile.. Ne farkeder ben izmir'e dönünce de birer mezar oluyorz...Dokunamadığımız...
   Meyhaneci gibiyim, meyhaneciler, adet gereği kaçıp gitmeyip ertesi akşam yine gelmeleri için sazendelerin sazlarını rehin tutarlar.. Ben iyi bir meyhaneci olamadım senin sazına el koyamayıp, her yeni gece benim olsun diyemedim..
   Musikiden bu kadar bahsetmişken; çargah bir oyun havası çalan yada bu makamda dünyevi bir beste bağlayan kişi çarpılırmış, uğursuzluk gelirmiş derler... Çünkü Hz. peygamberimiz kur'an'ı bu makamda okurmuş... Biz hangi gece bu besteyi bu makamda yaptık bilmiyorum ama uğursuzluk hissediyorum... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder